Ömer Çelik’in açıklamalarından satır başları:
Uluslararası Uyuşturucu Kontrol Kurulu üyeliğine üçüncü kez seçildi Prof. Dr. Nuran hocamız, kendisini tebrik ediyoruz. Diyarbakır annelerine saygı ve sevgilerimizi gönderiyoruz. Kaçırılan 228 evlattan 53’ü kız çocuğudur. Terör örgütünün acımasızlığını ortaya net koyan bir tablodur bu da. Annelerimizin bir an evvel evlatlarına kavuşmasını temenni ediyoruz.
Soykırımı ifadesini hiçbir şekilde kabul etmeyiz. Hiçbir tarihsel, hukuki temel dayanağı olmayan bir yaklaşımdır. Herhangi bir devlet başkanı veya parlamentosunun hüküm verme yetkisi, kabiliyeti ve kapasitesi yoktur. Hangi hukuk, tarih bilgisine dayanarak bu şekilde kesin hüküm verecekler ve milleti lekelemeye çalışacaklar.
Kuşkusuz net bir şey biliyoruz; bu politikalar diasporadaki Ermeni fanatik çıkar grupların tamamen rehinesi halindedir. İlk defa ABD Başkanı’nın böyle fanatik bir duruma teslim olduğunu görüyoruz.
Burada siyasetle diplomasinin varlık sebebini terk eden maalesef son derece dar bir bakış açısıyla karşı karşıya olduğunu görüyoruz. Bir yerde soykırım suçundan bahsedebilmek için uluslararası ceza mahkemesi ve uluslararası adalet divanının hukuken karar vermesi gerekir.
Hukuki açıdan altı boş bir söylemle karşı karşıya olduğumuzu söyleyebiliriz. Tarihi, hukuki, siyasi açıdan sayın Biden’in söylemi yanlış ve reddedilmesi gereken bir söylemdir. Bunun herhangi bir şekilde soykırım olarak nitelendirilemeyeceği, İsviçre’nin yaklaşımları AİHM içtihatları açısından da kabul edilmeyeceği net bir şekilde ortaya konmuştur.
Osmanlı İmparatorluğu bir isyanla karşı karşıya kalmıştır. Fiilen içeride yaşanan bir tehdit karşısında bizatihi yer değiştirmek münasebetiyle ortaya bir tedbir olarak koyulmuştur. Müslüman Türklerin, Musevilerin Ermeni çeteciler tarafından öldürüldüğü ortaya çıkmıştır. Cumhurbaşkanımızın, Başbakanlığı döneminde Türkiye’nin öz güvenini gösteren çok önemli açılımlar yapmıştır. 2015’de ortak tarih komisyonu kurulması gerektiğini ifade etmiştir.
Nitekim 69 tarihçi sayın Biden ve ABD’li senatörlere yazdığı mektup vardır. Bu tarihçiler Amerika’da önemli akademik tarihçilerdir bunlar. I. Dünya Savaşı’nda yaşanan olayların tartışmalı doğasına d ikkat çeken bir yaklaşımdır bu. Bu tarih komisyonunun kurulmasından başka Türkiye, Ermenistan’la aramızda güven arttırıcı adımların atılması yönünde eylem planı hazırlamıştır. Her zaman olduğu gibi nasıl ki tarih komisyonuna Ermenistan katılmadı, aynı şekilde bu eylem planı Ermenistan Anayasa Mahkemesi tarafından reddedilmiştir.