Bugün kapılarını açan İstanbul Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali TEKNOFEST’e Rus Su-35 uçağının da katılması dikkat çekmişti.
‘Voenno-Promışlennıy Kuryer’ (Askeri ve Sanayi Kurye) gazetesi köşe yazarı, emekli Albay Oleg Faliçev, Rusya ve Türkiye’nin beşinci nesil avcı uçaklarının üretimi ile ilgili işbirliğinin geleceğini değerlendirdi.
“Rusya ve Türkiye’nin silah tedariki, üretimi, uçak yedek parçaları üretimi ve kullanımı konularında işbirliği yapması için oldukça iyi perspektiflerin olduğunu düşünüyorum. Örneğin Antalya’da 1.5 sene önce düzenlenen, bazı Rus sivil ve askeri uçak ve helikopter şirketlerinin katıldığı ve birçok anlaşmanın imzalandığı fuarı hatırlayalım” diyen Faliçev, sözlerini şöyle sürdürdü:
“S-400 TESLİMATI ÇOK CİDDİ VE BENZERSİZ BİR KARAR! ERDOĞAN BASKILARA BOYUN EĞMEDİ”
“1.5 yıl sonra Türkiye, bu alanda Rusya ile işbirliği yapmaya yönelik rotasını teyit ediyor ve bunun en canlı örneği, S-400 füze savunma sistemlerinin teslimatını kapsayan benzersiz kontrat. Türkiye bu konuda çok ciddi siyasi bir karar aldı, hem de bunu ABD ve NATO’nun tüm tenkit ve direktiflerine rağmen yaptı. (Cumhurbaşkanı Recep Tayyip) Erdoğan (ABD Başkanı Donald) Trump’a boyun eğmedi, bağımsız siyasi bir karar aldı. Ve bu kararın, birçok nedenle açıklanabilen doğru bir karar olduğunu düşünüyorum.”
S-400 kontratından ve geçen yıl yapılan havacılık fuarından sonra bu yılki TEKNOFEST festivalinin daha önce yapılan planları ve girişimleri teyit eden bir etkinlik özelliğini taşıdığını belirten Faliçev, şöyle konuştu:
“SU-35, RUS HAVA KUVVETLERİ’NİN EN İYİ HAVA ARAÇLARINDAN BİRİ”
“Su-35 uçağı ile ilgili Rus-Türk işbirliği konusunda her şeyden önce söz konusu uçağın Rus Hava-Uzay Kuvvetleri’nin en iyi hava araçlarından biri olduğu söylenmeli. 4++ nesli olan bu uçak, Su-27 ile Su-57 arasında bir geçiş ürünüdür.
“ÇOK HIZLI HAVALANIYOR, YÜKSEK MANEVRA KABİLİYETİNE SAHİP”
İlkesel olarak uçak modern ve yüksek manevra kabiliyetine sahip hava aracı ile ilgili tüm talepleri karşılıyor. Uçak özellikle Suriye’deki son çatışmalarda iyi yönleriyle öne çıktı. Su-35’in hızı 2 Mach’ı aşıyor, çok hızlı bir şekilde havalanıyor. Hem yeryüzüne yakın irtifalarda, hem de 20 kilometreye varan yükseklikte farklı modlarda çalışıyor.
“HIZLI BİR ŞEKİLDE SALDIRIDAN KAÇABİLİYOR, HAVADA HIZLI BİR ŞEKİLDE YAVAŞLAYABİLİYOR”
Bunun da ötesinde, mükemmel bir çekiş sağlayan ve uçağın hem saldırıdan kaçmasını, hem karşı taraftan önce saldırmasını, hem de havada hızlı bir şekilde yavaşlamasını ve gerektiğinde takip eden uçaklardan sıyrılmasını sağlayan iki turbojet motor ile donatılmış durumda.
“UÇAĞIN BAŞLICA ÜSTÜNLÜĞÜ, DONATILMIŞ OLDUĞU GÜÇLÜ SİLAHLARI”
Ancak uçağın başlıca üstünlüğü, donatılmış olduğu güçlü silahlar. Makineli tüfeklerin yanı sıra Su-35’te 12 adet ‘havadan havaya’ füze ve hem hava çatışmasında, hem de güdümsüz bomba atışlarında kullanılabilen diğer mühimmatlardan tam bir cephanelik bulunuyor.
“KARŞI TARAFIN UÇAKLARINI 100 KİLOMETREDEN TESPİT EDEBİLİYOR”
Uçağın bir başka önemli özelliği de, üzerinde karşı tarafın uçaklarını 100 kilometreden tespit edebilen çok güzel faz dizinli bir radarın bulunması. Tüm bu özellikler uçağı yenilmez yapıyor ve düşmana ilk saldırmasını sağlıyor.”
“RUSYA HEM SU-35’TE HEM DE SU-57’DE TÜRKİYE İLE HASSAS TEKNOLOJİ PAYLAŞIMINA HAZIR”
Rusya ve Türkiye’nin gelecekte 5. nesil savaş uçaklarını ortak üretmelerinin perspektiflerini de değerlendiren Rus uzman, şunları söyledi:
“Rusya’nın Su-35 uçağının, hatta Su-57 jetinin üretimi ve bu araçlarla ilgili hassas teknolojilerin paylaşımı da dâhil olmak üzere Türkiye ile daha yakın işbirliği yapmaya hazır olduğunu düşünüyorum.
“HEM DEVLET DÜZEYİNDE, HEM DE BÜYÜK ŞİRKETLER DÜZEYİNDE DEVREYE GİRİLMESİ GEREKİYOR”
Jukovskiy’deki MAKS 2019 Uluslararası Havacılık ve Uzay Fuarı’nın açılışında (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin ve Erdoğan’ın görüşmesinde bu konu ele alınmıştı.
Bu fikrin uygulamaya geçirilmesi için hem devlet düzeyinde (siyasi karar alınarak), hem de Rostech gibi büyük Rus şirketler düzeyinde devreye girilmesi gerekiyor, bu şirketler sadece ortak üretimi kurma düzenini belirlemekle kalmayıp, bir o kadar önemli olan kadro yetiştirme düzenini de oluşturmalı.
Fakat bildiğim kadarıyla S-400’ler konusunda böyle bir işbirliği şu anda mevcut, S-400 sistemlerini kullanacak ve bakımını yapacak olan Türk askerlerin eğitim programı uygulama safhasında.”